Bugün, hep birlikte küçük ama anlamlı bir adım attık. Hayvanları Koruma ve Sevme Kulübü olarak 15 kg mama aldık, küçük paketler hazırladık ve ardından okulumuzdaki öğrencilere dağıttık. Her paketin üzerinde "Bugün bir candostumuzu beslemeye ne dersin?" yazılı bir etiket vardı. Bu sadece bir çağrı değil, aynı zamanda bir farkındalık hareketiydi. Günlük koşuşturmanın içinde çoğu zaman unuttuğumuz, sokakların sessiz sakinleri olan hayvanlara dikkat çekmek istedik.
Dersler bittiğinde ise hep birlikte okuldan çıkar çıkmaz sokak hayvanlarını beslemeye koyulduk. Kimimiz yol kenarına, kimimiz park köşelerine mamaları bıraktık. Kediler, köpekler etrafımıza toplandıkça içimizde tarifi zor bir mutluluk oluştu. Küçük bir avuç mama ile kocaman bir dünya değiştirilemez belki ama bir canlının karnını doyurmanın verdiği huzur, vicdanımıza dokunan en güzel hislerden biriydi.
Sokak hayvanları, şehir hayatının görünmez kahramanlarıdır. Çoğu zaman fark etmesek de geceleri bir kaldırım kenarında uyuyan kedi, sabah okul yolunda karşılaştığımız köpek, sessizce bir çöp kenarında yiyecek arayan kuşlar bu yaşamın bir parçasıdır. Onların sesi olabilmek, en azından bir öğünlerini doyurabilmek büyük bir adım. Bugün yaptığımız etkinlik, sadece onların karnını doyurmakla kalmadı; aynı zamanda hepimize sorumluluklarımızı hatırlattı.
Hayvanları korumak ve sevmek, sadece bir kulübün ya da belirli bir grubun değil, hepimizin görevidir. Onlar bize muhtaç değil, biz onlara borçluyuz. Doğa, tüm canlılarla birlikte bir bütündür ve ancak onları koruyarak gerçek bir insanlık sınavını geçebiliriz. Bir kap su, bir avuç mama, bazen de sadece sevgi dolu bir bakış... Hepsi, bir can dostunun hayatında büyük bir fark yaratabilir.
Bugün bir candostumuzu beslemeye ne dersiniz? Belki de bu, sizin için küçük ama onlar için hayati bir adım olur.